Yazılım Sektöründe İnsan Kaynakları – 1

Sektörün en büyük yaralarından birine değinme vakti geldi. Biraz yazı biraz uzun olabilir. Hem gördüklerim hem yaşadıklarımla anlatmaya çalışacağım.

Sert bir giriş yapayım: Yazılım sektöründe klasik insan kaynakları süreçleri işe yaramaz. “Yarar” diyen, net bir şekilde gerçeği saptırıyordur. Neden mi? Çünkü yazılım bilmeyen, algoritmik bilgisi olmayan bir insan yazılımcıyı değerlendiremez. Yazılım sektörünün insan kaynakları ayağı ya yazılım müdürüne ait olmalıdır ya da çeşitli nedenler ile yazılımı bırakma kararı alan bir yazılımcının firma üzerindeki artı bir rolü olabilir. Yani yazılımı bırakan arkadaş sektörel eğitimler, insan kaynakları gibi alanlardan sorumlu bir rol üstelenebilir. Standart bir insan kaynakları maalesef olamaz, olmamalı.

Şimdi bana denilecek ki insan kaynakları zaten tüm süreci yönetmiyor ki. Karar zaten teknik süreçten sonra veriliyor. Ama ne yazık ki işler öyle yürümüyor. İnsan kaynakları üzerine söyleyeceklerimi kimse alınmasın ama patrondan çok patron olan o kadar çok insan kaynakları gördüm ki inanamazsınız. Ki 17 yaşından beri aralıksız bir şekilde sektörde olduğumu varsayarsak az bir tecrübeye sahip olduğumu düşünmüyorum.

Örneklerle ilerleyelim. Firmanın bir yazılımcı arayışı var. Ekibe bir back end developer katılması gerekiyor. Aslında firmanın beklentileri basit; PHP bilsin, MySQL kullanmış olsun ve framework olarak da orta seviyeden daha yukarıda Laravel kullanmış olsun. Aslında ne kadar basit ve sade değil mi? İnsan kaynakları devreye giriyor. Olmaz diyor. Bizim firmamızın şartlarından biri ileri seviye İngilizce dir deniliyor. Tamam hadi bunu kabul edelim (ki firmanın ingilizce ile olan tek iletişimi ingilizce lisanslı alınmış ofis programları oluyor genelde). Sonra bir patrondan daha çok patron olan kişi çıkıyor. Diyor ki mühendis olması gerek. Bunu söyleyen arkadaş açık öğretimden bir bölümü 7 yılda biterebilen bir insan kaynakları personeli bu arada. Ek olarak bu durumu küçümsemiyorum arkadaşlar. Bende açık öğretimden bir bölüm mezunuyum. Bunlara ek olarak google üzerinde yazılım nedir veyahutta örnek yazılım personeli bulma ilanı şeklinde bir arama yaptıktan sonra gördükleri bir kaç terimi daha ilana ekleyip ilanı çıkıyorlar. Baştaki isteği yine unutmamakta fayda var. Ne kadar basit bir talepti değil mi?

Sonra geliyor başvurular. Bir havuz oluşuyor. Ve geldik en can alıcı kısma. İnsan kaynakları birimi ilk elemeleri yapıyor. Kiminin kaşına gözüne göre, kiminin maaş beklentisine göre, kiminin önceki çalıştığı kurumu sevip sevmeme durumuna göre. İnanamazsın ama ne saçma kriterlerle havuz daraltılıyor. Hadi bu aşamayı da anladığımızı varsayalım. Öyle olmaması gerek ama hadi oldu diyelim.

Son havuza bakılıyor. Aman Allahım ne cv ler var. PHP back end istedik ama adam .net bile yazmış görünene göre de şuan acil işe girmesi gerek. Aaaa başka bir personel de ek olarak React biliyor ve patrondan çok patron olan arkadaşın kafasında bir ışık. Ben bunu yöneticilere bildirmeyelim. Biz aynı paraya birden çok alana bakan şuan işe ihtiyacı olan bir sürü eleman arasından eleme yaparak en çok etinden sütünden besleneceğimiz kişiyi alabiliriz diyor. İstenilen personelin yeterliliğini hatırlıyorsunuz değil mi? Bu teklifi red edebilecek yönetici sayısı maalesef çok az arkadaşlar. Bu teklif gelince süreçler en başa dönüyor yeni bir ilan hazırlanıyor ilan çıkıyor vs vs vs.

Sonuçta ne mi oluyor? En çok sömürülecek, normal gereksinimin 5 kat fazlası bilgiye sahip kişi en düşük maaş gamı ile işe alınıyor. Kişi maddi olarak zor zamanlarını atlatınca, işin kendi gelişimine etkisinin az olduğunu görünce veya iyi bir teklif alınca tabii ki de başka yere geçiyor ve bu ilan süreci en başa sarıyor.

Bu sadece yazılım sektöründeki insan kaynakları süreçlerinden bir örnekti. Yazıyı daha fazla uzatmamak için bunları parça parça yazdığım bir yazı dizisi olarak yayınlayacağım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Latest Posts